Etiket arşivi: Veda (Ervah-ı Ezelde)

Kalenin dibinde

Kalenin dibinde bir taş olaydım
Gelene gidene yoldaş olaydım
Bacısı gözele kardaş olaydım

Kalk gidah meyhana hanaya
Çeyhana hanaya meyhana hanaya
Baba gönlüm eğlensin
Yarın Hakk’ın divanında divanında divanında
Doğru da söylensin

Kalenin dibinde üç ağaç incir
Elinde kelepçe boynunda zincir
Zinciri çok sallama kolların incir

Kalk gidah meyhana hanaya
Çeyhana hanaya meyhana hanaya
Baba gönlüm eğlensin
Yarın Hakk’ın divanında divanında divanında
Doğru da söylensin

Kalenin dibinde üç ağaç hurma
Geliyor gidiyor saçları burma
Senden mene yar olmaz kendini yorma

Kalk gidah meyhana hanaya
Çeyhana hanaya meyhana hanaya
Baba gönlüm eğlensin
Yarın Hakk’ın divanında divanında divanında
Doğru da söylensin

İp Attım Ucu Kaldı

İp attım ucu kaldı da
Daraz da gücü kaldı
Ben sevdim eller aldı
İçimde acı kaldı

Ankara’nın bağları da
Büklüm, büklüm yolları
Ne zaman sarhoş oldun da
Kaldıramıyon kolları

Anmayı yüke koydun da
Ağzını büke koydum
Aldın yari elimden
Boynumu büke koydun

Çaya iner ağlarım

Çaya iner ağlarım
Gülü deste bağlarım, gülü deste bağlarım
Birisi benim için, birisi benim için
Birin(i) yare yollarım, birin(i) yare yollarım

Oy annem niye niye, oy annem niye niye
Öldüm yar diye diye, kaldım gurbet illerde

Çaya indim bulanık, ela gözlüm uyanık, ela gözlüm uyanık
Dermansız aşka düştüm, dermansız aşka düştüm
Söylerim yanık yanık, söylerim yanık yanık,

Oy annem niye niye, oy annem niye niye
Öldüm yar diye diye, kaldım gurbet illerde

Çaya indim susuzum
Kaç gündür uykusuzum, kaç gündür uykusuzum
Gitsem yarin yanına, gitsem yarin yanına
Dilim durmaz huysuzum, dilim durmaz huysuzum

Oy annem niye niye, oy annem niye niye
Öldüm yar diye diye, kaldım gurbet ellerde

Karadır Kaşların

Karadır kaşların ferman yazdırır,
Aşkın beni diyar diyar gezdirir.
Lokman Hekim gelse yaram azdırır,
Yaramı sarmağa yar kendi gelsin.

Ormanların gümbürtüsü başıma vurur,
Nazlı yarin hayali karşımda durur.

Karadır kaşların benzer kömüre,
Yardan ayrı düşmek zarar ömüre.

Kollarımdan bağlasalar demire,
Kırarım demiri kaçarım yare.

Ormanların gümbürtüsü başıma vurur,
Nazlı yarin hayali karşımda durur.

Uzaklara gittim gelirim diye,
Tabancamı doldurdum vururum diye.
Hiç aklıma gelmez ölürüm diye,
Ölüm ver Allah’ım ayrılık verme.

Ormanların gümbürtüsü başıma vurur,
Nazlı yarin hayali karşımda durur.

Duman Duman Olmuş

Duman duman olmuş karşıki dağlar
Çözülmüş tiyegi bozulmuş bağlar

Gözlerimin yaşı sel gibi çağlar
Anadan ayrılan ah eder ağlar

Bülbülün vatanı bahçeler bağlar
Garibin vatanı kahveler hanlar

Yatak melul mahzun yorgan kan ağlar
Hastanın halinden ne bilir sağlar

Ah Neyleyim Gönül

Ah Neyleyim Gönül Senin Elinden
Her Zaman Ağlarım Gülemem Gayri
Ben Bıktım Usandım Elin Dilinden
Terk Ettim Sılaya Dönemem Gayri

Ey Ferrahi Yandım (Yandım) Yar Ateşine
Neler Gelir Gariplerin Başına
Ağlayarak Gelme Mezar Taşıma
Uyanıp Da Sana Gülemem Gayri

Pencereden El Eder

Yavri yavri huva kuşu yüksellerden
Seslenir seslenir
Yar koynunda bir çift suna bestlenir
Yavri yavri sen ağlama kirpiklerin ıslanır
Belki deli gönül ıslanır

Penceredn el eder
Gözleri gel gel eder
Aklıma baştan aldı
Kıyar beni deli eder

Hadi canım durma gel
Pencereye vurma gel
Eli uyandırma gel

Bugün hava bulanık
Sevdan başa dolanık
Eller derin derin uykuda
Ben gelmişim uyanık

Hadi canım durma gel
Pencereye vurma gel
Eli uyandırma gel

Ben yandım ataşından
Neler çektim kaşından
Sen çekil pencereden
Bende köşe başından

Hadi canım durma gel
Pencereye vurma gel
Eli uyandırma gel

Bülbülün Kanadı Sarı

Bülbülün kanadı sarı
Ben ağlarım zarı zarı
Elimden aldılar yarı
Garip garip ötme bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dahi sen katma bülbül

Bülbülün kanadı beyaz
Gece bulut gündüz ayaz
Al kalemi derdimi yaz

Garip garip ötme bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dahi sen katma bülbül

Bülbülün kanadı buhur
Gece yazar gündüz okur
Yolcu ise ola oğur

Garip garip ötme bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dahi sen katma bülbül

Bunca Gamı Bunca Derdi

Bunca gamı bunca derdi
Mevlam yalnız bana mı verdi
Eller muradına erdi
Yine cananım gelmedi

Erisin dağların karı
Geçti ömrümün baharı
Ecel kapımı çalmadan
Durma gel ömrümün varı

Takatım yok yürümeye
Gidip cananı görmeye
Can başladı çürümeye

Bana Yücelerden Seyreden Dilber

Bana yücelerden seyreden dilber
Siyah kipriklerin ok mu cananım
İnsaf et yüzünü yüzüme dönder
Izdırabın sonu yok mu cananım

Gönül sevdi benim günahım nedir
Yandım hasretine bunca senedir
Mecnunun derdinden derdim fenadır
Izdırabın sonu yok mu cananım

Bu dünya misaldir çatısız hana
Ebedi Kalmadı saha sultana
Deryanın içinden bir damla bana
Bu da mahzuni’ye çok mu cananım

Ervah-ı Ezelde

Ervah-ı Ezelden levh-i
kalemden, levh-i kalemden
Bu benim bahtımı kara yazmışlar
Bilirim güldürmez devr-i alemden
Bir günümüzü yüz bin zara yazmışlar

Bilirim güldürmez devr-i alemden
Bir günümüzü yüz bin zara yazmışlar

Dünyayı sevenler veli değildir, canım değildir
Canı terkedenler deli değildir
İnsanoğlu gamdan hali değildir
Her birini bir efkara yazmışlar